Yazar Rumuzu: topçu3333
Eser Sıra Numarası: 21032023eser06
FİKİRLER VE GERÇEKLER
Fikir sahibi olmak, insan olmanın bir gereğidir. İnsan; hayatı, olayları, varlıkları ve diğer insanları kendi görüşleriyle tanımlar, sınıflandırır ve ona göre pozisyon alır. Peki fikirlerimiz her zaman doğru, geçerli ve vazgeçilmez midir? Gerçeklikle çelişse bile fikirlerimizi ve pozisyonumuzu korumalı mıyız?
İnsanoğlu, çoğu zaman, fikirlerinin doğruluğuna o kadar güvenir ki gerçeği görmek istemez.
Gerçeklerle karşılaştığı zaman onu ya yok sayar ya da eğip büker. Oysa gerçeklik, doğruluğu kanıtlanmış bilgidir. Gerçeği reddeden kişi, doğru bilgiyi de reddeder. Bilgiye dayanmayan her fikir, köksüz ağaçlar gibi yıkılmaya mahkumdur.
Uğur Mumcu, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak tehlikelidir.” demişti. Bunun doğruluğunu en somut şekilde deprem felaketiyle anlamış olduk. Kentsel dönüşüme karşı çıkanlar, muhtemelen kendi fikirlerini en doğru ve vazgeçilmez buluyorlardı. Ancak kentleri yerle bir eden depremin gerçekliği, tek gerçek olduğu sanılan bu fikirlerin ne kadar tehlikeli olabileceğini hepimize gösterdi.
Hayatın her alanında olduğu gibi fikirler için de değişim kaçınılmazdır. Değişim ve dönüşüm olmadan gelişme ve ilerleme mümkün değildir. Gerçeklerle fikirler çeliştiğinde gerçeği tercih etmiyorsak; fikirler bizi sadece zarara sokar, geriye götürür. Çünkü gerçeğin karşısında değişmeyen fikir; fikir değil bağnazlıktır. Ve her bağnazlık da geçmiş zamanda donup kalmaya mahkumdur.
Gerçekle çelişen fikirlerde ısrar etmek, gözünü kapattığında güneşi yok edeceğini düşünmek kadar boş ve acınası bir durumdur.
“Bırak hakikat incitsin seni, bir yalan avutacağına.”