Yazar Rumuzu: zece0000

 Eser Sıra Numarası: 24022023eser03


                                                               Esnek Zihinler

Mantıklı düşündüğümüzde inançlarımıza ne kadar bağlı kalsak da eğer ortaya çıkarılan gerçek bu inancımızla ters düşüyorsa inancımızı tekrar gözden geçirip, gerçeğin bize gösterdiği yoldan ilerlememiz gerekir. Fakat gerçek dünyada, o inancın biz de yarattığı bir bakıma güven duygusunu bu kadar kolay yıkabilir miyiz? Belki de yıllar boyu inandığımız, hayatımızın çoğunu inançlarımız üzerine kurduğumuz bu yaşamı silip atmak, kökünden değiştirmek bu kadar kolay olabilir mi ki?

Psikolojide geri tepme etkisi diye bir kavram vardır. Geri tepme etkisinde kişiye inançlarıyla çelişecek bir gerçek söylendiğinde kişi bunu tamamıyla reddeder, hatta inancına daha da sıkıyla bağlanır. İşte gerçek dünyada genelde verilen tepki budur. Bunun genel nedeni bana göre zihinlerimizin pek esnek olmamasıdır. Genelde insanlar yeni fikirlere yeni boyutlara çok çabuk alışamayabilir, aralarında çok çabuk geçiş yapamayabilirler. Çünkü eskinin verdiği güven duygusunu severler. Alışılmış olan hiçbir zaman zarar veremez algısındadırlar. Fakat yeninin bilinmezliği insanı korkutur, temkinli davranmaya sürükler. Çoğu batıl inanç ve alışkanlıkların bazı insanlar için tabu olmasının nedeni de budur. Daha kolay, daha yeni olanı seçmek yerine bize yetenle yetiniriz belki de. Kim bilir kaç tane fırsatı bu nedenlerle kaçırıyoruz. Halbuki zihnimizi biraz esnetebilsek ne kadar farklı gerçeklerle karşılaşacağız.

Bu geri tepme etkisini aslında günlük hayatımızda görmek oldukça mümkün. Geçenlerde incelediğim bir araştırmada bir grup insanın desteklediği, fikirlerine inandığı birisinin hakkında çıkan olumsuz yöndeki gerçekler o kişiye olan desteğin daha çok artmasına neden olmuş. İlk okuduğumda inanamasam da bir süre sonra düşündükçe aslında bir çok örneğin sosyal medyada veya günlük yaşantıda karşımıza çıktığını gördüm. Tabii bu düşünce şekli tüm insanları kapsamakta fakat göz ardı edilemeyecek kadar insan hayatlarını bu şekilde devam ettirmekte. Bizler kendi inançlarımıza karşı bir tepki verilidiğinde genel olarak savunma mekanizmamızı aktifleştiriyoruz. Karşımızdaki kişinin bize karşı yönlendiridiği “tehditleri” yok etmek için inandığımız şeyler hakkında daha fazla ve daha güçlü savlar bulmaya çalışıyoruz. Bunun sonucunda da karşımızdaki kişiyi inandırsak da inandıramasak da inancımıza daha da bağlanıyoruz. Bu durum bazen o kadar aşırıya kaçıyor ki, insanlar o konuda az bilgi sahibi olmasına rağmen karşısındakini inandıracak kadar güçlü bir şekilde o fikri savunabiliyor. Bir de bu kişinin hitabeti güçlü ise insanların, hatta toplulukların o kişiye inanması oldukça muhtemel.

 

Bu durumların hepsini göz önüne aldığımızda inançlarımızı ve fikirlerimizi belki de kökten sarsıp yalanlayabilecek bir gerçek genel olarak bizler için pek de önemli değil sanırım. Bu durumun kesinlikle yanlış olduğunu ve daha farklı ve kanıtlanmış olgulara inanmamız gerektiğini düşünsem de genele baktığımızda bu durum pek de olası gözükmüyor. Kendim için konuşursam da bu tür durumlarda daha açık fikirli olmaya çalışıyorum ve her şeye körü körüne bağlanmamaya gayret gösteriyorum. Yani bu yazımda da bahsettiğim gibi zihnimi esnek tutmaya çalışıyorum. Bu şekilde gerçeklerin ışığında, bilimle oluşan yolda yaşamamı

devam ettireceğimi umuyorum. Eğer toplumlara ve bireylere tepki çekebilecek bir gerçeği anlatma yolunda tek taraflı değil de iki taraflı bir şekilde, suçlayıcı bir tavır takınmadan konuşulduğunda gerçeklere inanma oranının da daha yüksek olacağını inanıyorum. Bu tür durumlarda önemli olan karşımızdaki kişi gerçeklikten ne kadar sapmış olursa olsun o tarafın da düşüncelerini dinleyip doğru bir yaklaşımla gerçekleri iletmek. Sağlıklı bir iletişmle umuyorum ki hepimizde az da olsa bulunan gerçeğe karşı olan ön yargıdan kurtulabiliriz.

 

Son olarak, gerçeklere inanmak farklı fikirlere yaklaşımımızdan geçer. Bizler açık fikirli olur ve bilimin ışığında ilerlersek bir çok alanda birçok durumu farklı açılardan görebilme becerisine sahip oluruz. Bu açıdan baktığımızda belki de en çok yaptığımız, durduramadığız, kim olduğumuzu belirleyen bu fikirlerimizi değiştirecek, etkileyecek olan gerçekleri önemsemeli, kabul etmeli ve dünyaya başka açılardan bakmalıyız.

 

önceki eser / sonraki eser

Bu blogdaki popüler yayınlar

Finalist Eserler