Yazar Rumuzu: handekar0000

 Eser Sıra Numarası: 21032023eser12


                                                                    Fikir Yelpazesi

      “Uzun bir yolculuk tek bir adımla başlar.” demiş Konfüçyüs. Neden biz de farklı pencerelerden bakarak, farklı fikirleri dinleyerek, anlamaya çalışarak uzun bir yolculuğun kapısını aralamayalım? Fikirlerimizin oluşumunda birçok faktör etkilidir. Kültür, aile, çevre, içinde bulunduğumuz ortam, sağlığımız ve daha niceleri...  Büyüklerimizin bir kişiyle tanışmak için sorduğu ilk soru hiç dikkatinizi çekti mi? “Adınız nedir?” değil “Nerelisiniz?” sorusunu yöneltirler. Bunun sebebi kişinin nereli olduğunu göz önünde bulundurarak düşünce tarzını, fikirlerini anlayabilmektir. Bir gence bundan on yıl sonra bu soruyu sorduğunuzda “Ben Tokyoluyum.” dediğinde ya da “Ben Adanalıyım.” diyen bir gencin az çok dünyaya karşı bakış açısını, fikirlerini tahmin edebiliriz. Peki, fikirler neden bu kadar önemlidir? Doğar, büyür, olgunlaşırız. Beslendiğimiz coğrafyayla kendi fikirlerimiz oluşur. Bu fikirleri esas alarak kendimize bir yol çizeriz, kurallar koyar ve uygularız. Fikirlerimiz kişiliğimizi oluşturur.

      Kendi fikirlerimizin olması çok güzel ve önemlidir. Peki, başka fikirlere açık olmamız ne denli önemlidir? Elbette, bir konuda herkes aynı fikri benimsemeyebilir. Biz başka fikirdeyken karşımızdaki başka şekilde düşünüyor olabilir. Bu durumda karşımızdaki kişinin fikrini de dinlemeli ve anlamaya çalışmalıyız. Sonrasında biz de kendi görüşümüzü paylaşabiliriz. Bazı kişilerin fikirlerini değiştirerek farklı bir yol çizmesi zor gelir. Bunun sebebi farklı fikirlerin hayatımızı nasıl değiştireceğinden, değişene kadarki belirsizlikten korkmamız olabilir.  Dostoyevski’nin “ Belirsizlik, en kötü ihtimalden bile daha acı vericiydi.” sözü de kendi görüşümüze karşı olan bir görüşü reddetmemiz için yeterli bir söz gibi duruyor ama her acının sonunda açık bir pencere vardır.

      Fikirleri reddetmek için daha kötü sebepler de var elbette;  kendi fikirlerimize körü körüne bağlı olmamız. Başka fikirlere karşı devamlı savunmada olmamız, buna da “önyargı” deriz. “Önyargı; arı soktu diye bal yemememizdir.” diyor Doğan Cüceloğlu. Ne doğru bir cümleyle önyargıyı ne güzel açıklamış. Önyargı bizlerin savunma mekanizmamızın ortaya çıkardığı bir reddetme şeklidir. Bence önyargı korkudan ortaya çıkar. Oysa yağmuru görmemek için gözlerimizi kapatırsak gökkuşağının güzelliğinden de mahrum kalırız.

      Kendi tarihimize göz attığımızda divanlar, kurultaylar ile karşılaşırız. Liderin buralarda fikirlerini paylaştığını ve orada bulunan diğer kişilerin fikirleri, liderin fikriyle çelişse de fikirleri dinlediğine, önem verdiğine tanık oluruz. Bu şekilde lider aklına gelmemiş farklı yolların da farkına varır, düşünür ve sağlam kararlar alır.

      Düşünürlerimize baktığımızda Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin evrensel bir ilgi odağı olduğunu görürüz. Bunun en temel sebebi kendi fikirleriyle çelişen fikirleri direkt reddetmek yerine farklılıklarıyla zenginleştirerek, benzerlikleriyle de değerlendirerek düşünürlerin en önemli özelliği olan geniş görüşlülüğüdür.

      Surp Krikor Lusaroviç Kilisesi'nin ve bir caminin İstanbul’un Kuzguncuk Mahallesi’nde birlikte bulunması farklı fikirlerin, kültürlerin birlikte bizlere yalnız zenginlik vereceğinin güzel bir örneğidir. Bunların yanı sıra 1970’lerin sonuna doğru sağ-sol çatışmaları gözümüze çarpar. Fikirlerin farklı olması, karşı fikirle çatışması olağandır. Her iki tarafın da fikirlerinin tartışılmaz olduğunu düşünmeleri, karşı fikri dinlememeleri, önemsememeleri kötü sonuçlar doğurmuştur. İki kardeşin bile fikirlerinin çatışması fiziksel, silahlı çatışmalara kadar varmıştır. Oysa karşımızdaki kişinin görüşlerine katılmasak bile o görüşe önem vermemiz, direkt karşı çıkmamamız neleri değiştirirdi kim bilir?

     Fikirler tartışılmaya açık olmalıdır. Bu tartışmalar sonucunda açtığımız pencerelerden gerçek güneş ışığı bizleri aydınlatacaktır. Bu düşüncelerimi en sevdiğim sözlerden biriyle bitirmek istiyorum: “Fikirlerini değiştirmeyenler yalnız ölülerle delilerdir.” 

 

 

önceki eser / sonraki eser

Bu blogdaki popüler yayınlar

Finalist Eserler