Yazar Rumuzu: sude1422
Eser Sıra Numarası: 13022023eser01
Gerçekliğin İzdüşümü
Önce sordum kendime “gerçek kime göre, neye göre?” bu zamana kadar insanoğlu tek taraflı bir gerçek olma ihtimalini kabul etmez çünkü gerçek; duyguların insanı aldatması, bilginin göreceli olması gibi hususi nedenlerden dolayı bir sonuca varılmamaktadır. O yüzden ben başta bir konunun tek bir gerçeği olabileceğine inanmıyorum, bence realizm bir ayna gibidir ve fikirlerde birer izdüşümdür.
Eğer savunduğum bir fikirde görüş ayrılıkları olsa bile medeni, zihniyeti açık ve sağlam, önyargısız düşünce yapım sayesinde diğer fikirleri de can kulağı ile dinleyip kendimce hayali bir 'gerçeklik' tartısına koyar ve bana doğru geliyorsa kabul eder, doğru gelmiyor ise o fikre katılmadığını dile getirir gerekçeleri ile anlatırdım. Aslında bir fikrin tamamen doğru veya gerçek olduğuna kanaat getirmek biraz zor çünkü ezeli ve ebedi bir bilginin var olmayacağını ancak içerisinde bulunan durumda ise yarayan bilginin kendimizce ya da klasik bir söz olan ‘bence’ kelimesi ile kabul ederiz. Dediğim gibi ben çok yönlü düşünenlerdenim asla ben merkezci olarak bir fikri savunmam veya kendime kabul ettirmem çünkü ortada tek bir gerçeğin olacağına inanmıyorum.
“Duyduğumuz her şey bir fikirdir, gerçek değil. Gördüğümüz her şey gerçek değil, perspektiftir.” diyen Marcus Aurelius az önce dediklerimi kısaca toparlamaktadır. Evet diğer fikirlere veya gerçeklere de önem veririm bazı zamanlar ise gerçeğimi bana uygun gelenle değiştirebilirim bu muhtemel her insanın doğasında var olan bir unsurdur. Fikirler ve gerçekler göreceli bir aldatmacadır ve düşünen insanlar ise bu duygulara hükmedendir.