Yazar Rumuzu: inci1025

 Eser Sıra Numarası: 25022023eser01


                                                                        Yansıma Gerçeklik

‘‘Kimim ben?’’ sorusunun cevabı mıdır her şeyi anlatan? Yoksa ‘‘Neredeyim ben?’’ karışıklığının başladığı zaman mıdır başlangıç noktası? Çoğu zaman bu soruları sormadan hemen önceki ‘‘bir şeylerin farkına varma’’ yüz ifadesidir aslında. Bu da insanın kendine kişilik ve yer edinmeden önce etrafına bakmasının başlangıcı olur zamanla. Etrafına bakıp kendini tanımlamasının ya da daha da karışmasının… Oysa herkesin kafasının içi alabildiğine doludur zaten. Düşünceleri ortalığa saçılmış kıyafet yığını gibidir. Kıyafetleri, ayıklama işlemi zaman alsa da sonunda katlanabilir hale gelebilecek türden. Herkesten, her şeyden gördüğü, duyduğu ne varsa aklında şekillenmiş birisi mesela. Ne kadar bilgili olabilir, ne kadar mutlu, ne kadar umutlu ya da korku dolu olabilir? Kendi fikirleri ona çoktan mutluluk nedir, göstermiş; öğretmiş bile. Yüzündeki tebessüm de ondan. Öte yandan başka düşünceleri duyduğunda önce kulakları titrer. Algılama kısmına geldiğindeyse ya kendine farklılık olarak alıp yeşertecek mutluluğunun içinde ya da ‘‘Asla!’’ diyecek, ‘‘Hayatta olmaz! Kabul etmiyorum!’’ diye yakınacak bir süre. Seçim şansını kendi elinden alıp karanlığa gömecek. Hala seçim yapamamış ama kontrolünü bırakmamış biri de ‘‘Ne garip?!’’ diyerek yadırgayacak, iyisini kötüsünü düşünmeden ortada bırakacak onu.

Sonra, kabulleniş var tabii. Doğru-yanlıştan önce gerçek-yalan ikileminden kurtulmaya çabalarcasına bir kabulleniş, varlığını kanıtlamaya çalışırcasına bir çırpınış… Bundan sonrası da kimsenin bilemeyeceği şeyler. Herkesin sadece kendi için bileceği yani. Ortaya atılan bir konu için altı farklı görüşün birbirini nasıl değerlendirdiği, iki çift gözün birbirine ne anlattığı, bir çift gözün beyne neyi düşündürttüğü ya da koca bir topluluğun neyi kabul ettiği… Bu kartların hangisi seçilirse seçilsin, oyunu hayat sıfırlar ve o başlatır. Hangisi oyunun teması olacaksa gerçek ona göre şekillenir. En son şöyle açıklanır herkese: O altı farklı görüş birbirini dinledi. Üçü birbirini kabul etti; dördüncü seçemedi, sustu. Diğer ikisiyse karşı tarafta kaldı, galibiyeti o üçlü kutladı. Diğer tema içinse iki kişinin izlenimlerini hangisinin daha iyi sakladığı ya da anlattığı üzerine bir son yazılır: Bakılan ortak bir manzarada kimin hangi güzelliği fark edip daha iyi anlattığıyla biter. Bir tabloda, doğanın herhangi bir anında ya da koca bir şehirde… Benzer başka bir temada da durum şöyle: Beynin gördüklerini kabul edemeyişinin direnç gösterisi ya da iki gözün, olmayan bir resmi çizdirişidir beyne. Gerçeğin karıştığı ama beyinde çözümlediği bir oyun bu da. Sonuncusu o kadar meçhul ki! Kişiye ait olmayan tek senaryo çünkü. Mesela bir koyun sürüsü… Koyun sürüsünün ne yapacağını kestiremez çoban. Sürüden ayrılanları kurt kaptıktan sonra herkesi korumaya almak, hiçbiri kaçmasın diye sağlam bir yer yapıp onları oraya kapatmak ya da hepsinin -bir sürü olduklarını unutmadan- serbestçe dolaşmasını sağlamak. Bu seçim tek bir çobana kalacak kadar kolay olmadığındandır en meçhulü.

Ben, sen ve diğerleri için durum çok daha farklı. Sen, kim olduğunu; ben de nerede olduğumu bulana kadar önümüze koyulan gerçeği kaçırmamız gerekir. Kaçtığı anda boşluğa düşeriz çünkü. Düştüğümüz zaman da bu soruları cevaplamak o boşluktan çıkmaya çalışmaktan daha az karışık bir hal alır. Gerçeğe dokunmaya ramak kalmışken hem de…

BU arada kalmışlıkla şimdi ne yapacağımı nasıl bilebilirim ki? Kimin hayatında neredeyim mesela? Hep, her şeyi sorgulamak mı ki aradığım cevapları bulmanın yolu? Bilemem. Nasıl bileyim? Sürekli sorular sorarak bilemediğim kesin. O zaman oyuna dahil olup kendi karakter kartımı seçmem gerekiyor galiba. Oynamayı bilmesem de. Daha doğrusu kuralları bilmesem. Sonuçta oyun bu. Ne kadar zor olabilir? Sonunu bilmek zorunda değilim, süreci nerede geçireceğimi seçsem yeter.

En sonunda nereye varacağım belli çünkü. Yani nerede kalacağım. Bugünün gerçeğinde, aynı gerçeklikte kendimize yer açsak yeter. O zaman değiştirmek istediğim, düşünmek istemediğim her şey için yer açılır aynı gerçeğin bendeki yansımasında.

 

önceki eser / sonraki eser

 

Bu blogdaki popüler yayınlar

Finalist Eserler