Yazar Rumuzu: karınca2020
Eser Sıra Numarası: 06032023eser01
FİKİR VE GERÇEK ÇELİŞKİSİ
Her zihniyette bir fikir olduğu gibi her insanda da kendi çapında kişisel fikirler vardır. Bazen bu fikirlere kendisi zincir vursa da kendi fikirlerinin eleştirilmesini hiç sevmez, seven kimseler ise azınlıkta olan meçhullerdir. Günümüzde kimse kendine benzeşmek istemiyor, herkes bir kalıp seçiyor ve tamamen o kalıba uymaya çalışıyor. İnsan özünde insan olmalı görüntü olarak insana benzemenin bir anlamı yok, karşındakine benzemek değildir uyum kendini kaybetmeden karşındaki birey gibi olabilmektir.
Tüm bireyler fikir üretir ve bu fikirlere uyum göstermeye çalışır, bu fikirler hayali veya gerçekte olabilir, önemli olan onu anlamlandırabilmektir. Bir anlam gerçeği ve temeli olmasa dahi bu fikirleri hiçbir birey yok sayamaz. Her gerçeği fikirlerimizle aykırı olduğu için azımsayıp, küçümseyip yok sayamayız. Gerçek her zaman gerçektir ki kimsenin fikri bu gerçeğin değişmesine veya doğruluğunu yitirmesine sebep olamaz. Her insan yaşadığı yere, çevreye benzer o yerin suyuna, toprağına, havasına ve insanına benzer bu benzerlik fikirleri ve davranışları da değiştirir fakat bu değişik fikirler veya gerçekle çelişen fikirler olsa dahi o gerçekleri yok sayamayız. Fikrinizin değerini de yok sayamayız gerçekliğe gölge düşürmeden fikirlerimizi savunmak elbette etik olacaktır.
Fikirlerimizi elbette dışa vurup belli çerçevede savunmalar yapmalıyız fakat fikrimiz ne olursa olsun bu gerçekliğe değiştirmeye yetmez bunlara ek kamuoyunda her bireyin bir görüş yelpazesi vardır. Bu yelpazedeki fikirler yanlış olsa dahi bu fikirleri savunmakta çekindikleri ve dışa yansıttıklarında da kötü bir durum oluşabileceğinden korktukları için bu yelpazeyi değiştirmeyi veya geliştirmeyi düşünmezler bu yelpazeyi geliştirmemek resmi bütün ayrıntılarıyla görmemizi engeller. Kamuoyu ne der diye düşünmek her zaman bizlere dezavantaj sağlayacaktır. Kimsenin düşüncelerini ihtiyacım yok benim kendi düşüncelerim var demek de her zaman olumlu bir durum değildir.
İnsanlık olarak evrenin bir parçasıyız. Bir türlü idrak edemediğimiz ve kıymetini bilemediğimiz fikirler dünyası duygularımıza yenik düşen fakat gerçeklerle çelişen noktalara gelebilir. Bu algoritmik değişim sonsuzluğun temel taşıdır aslında, biteviye uzayıp giden düşünce dünyamızın renkliliği, zıtlıkları, benzerlikleri maneviyat ve maddiyatla ölçülemeyen duygulardır. Bu bir bakıma soyutla somutun ezeli bir durumudur. Düşüncelerimizin her zaman baki kalacağını düşünmek doğru olmaz hep aynı olduğunu düşünsek de çevre ve sosyal etmenler düşüncelerimizi törpüleyecektir. Fiiliyat dünyamızı renklendirecek veya karartacak bir etkiye sahiptir.
Ruhen ve bedenen düşüncelerimizi benimsemek doğamızda olan bir şeydir. Fikir dünyamızın figüranları gerçeklerin karşısında sarsılmadan dursa da elbette gerçeklerin ağırlığı tartışılmaz. Kişisel birikimlerin tutarlı doğru çıkarımlarla eşleşmesi muhtemel olasılıkla yararımıza olacaktır. Alışagelmiş bir takım söz öbekleri yaman gerçeklere gölge düşüremez niteliğini kaybettirmez her fikir “Genç filizlenen ağaca benzer.” Ne zaman ki doğru anı ve koşulları yakalarsa önünde hiç bir hiçbir engel duramaz ve güçlenmeye devam eder bunlar fevkalade naif fikirler olabilirler, bu fikirlerin güçlü bir temele oturabilmesi de kişilerin öz eleştirisine bağlıdır. Herkesin özeleştiri yapması bireyler için kritik bir öneme sahiptir fertlerin görüşlerini ve yorumlarını savunmaları oldukça doğaldır, fakat bu fikirleri çeşitlendirmek kişilerin düşeceği yanılgılardan ibarettir. Her birey erbabı olduğu konuda göz alabildiğince engin fikirler sunmalı sunduğu fikirleri de gerçeklikle çelişirse dahi kıymetini bilmelidir. Tabii epeyce çetin olan düşünce karmaşasına bilinçaltı da eşlik ediyor, bir türlü muvaffakiyetli olamayan idealist oluşumlar afili gerçekler karşısında eğilip bükülüyor. Birikim dünyalarımızdaki özgün görünümler ustalıkla şekillense de “çağdaş ve hümanist bir yapıya ulaşanlar” epey işgüzarlık gerektirecektir.
Bireylerin kişisel kuramları ve eleştiri dünyaları ön plana çıkarak, bakış açılarını kolayca şekillendiren öncü yapıtlar haline gelmesi onların asude hudutlarını değiştirecektir. Zengin kültürel hazinelerini içinde barındıran, özgün üsluplara yer veren fikir kalıpları, gerçeklerin temelini etkileyen birtakım faktörlere sahiptir. Bunlar bireysel donanımlara göre değişebilmektedir. Her rengin kendine göre bir güzelliği olduğu gibi her düşüncenin de kendine has estetiği vardır. Her ne kadar iyi olsa da fikirler gerçeklerin yerini tutmaz. Gerçekler her ne kadar acı da olsa gerçektir. Hakikatler elbette fikirlerle çelişebilir önemli olan o gerçekle fikirleri bağdaştırabilmektir. Fikirlerimiz de gerçekler kadar olmasa da oldukça önemlidir ama gerçeklerin yeri tartışılmazdır.