Yazar Rumuzu: yakamoz1823

 Eser Sıra Numarası: 20032023eser03


                                                           FİKİR VE GERÇEKLİK DÖNGÜSÜ

 

    İnsanı insan yapan fikirleridir. Fikirleriyle var olur, onlarla sorgular, onlarla hisseder, onlarla yaşar. Bu nedenle herkesin her konuda, ufak da olsa bir fikri vardır. Çünkü fikirlerimiz duygularımızın zihnimizdeki yansımasıdır. Peki ya bizi biz yapan bu fikirler gerçeklerle çatışırsa, onlarla çelişirse ne olur?

 

    Gerçek nedir? Gerçek dediğimiz, gerçek olarak kabul ettiğimiz kavramlar, bir toplumun çoğunluğunun kabul ettiği, doğru olduğunu varsaydığı düşüncelerdir: bilimsel olarak kanıtlanmış düşünceler, geçmişten beri süregelen ve hala kabul gören düşünceler, somut veya soyut herkesin doğruluğunu bildiği düşünceler… Örneğin kimileri için tanrı gerçektir. Görememeleri, duyamamaları ve dokunamamalarına rağmen onun varlığını, onun olduğu düşüncesini benimserler. Kimileri içinse bilim ve fen gerçekti, Duyabildikleri, görebildikleri ve dokunabildikleri düşüncelerdir onların gerçeklikleri.

 

     Peki ya fikirlerimiz gerçeklerle çatışan olgularsa ne olur onlara? Zaman ve benlik klanıtlma arzusuyla alevleri körüklenir mi yoksa yine zamanın akışı ve toplumun baskısının ayakları altında sönüp giderler mi? Doğruyu söylemek gerekirse genelde yavaş yavaş sönerler ve yok olurlar. Yok olurla çünkü insanların çoğu dışarıda kalmaktan, farklı olmaktan korkarlar. Kendi fikirlerini bir kenara koymak pahasına, içgüdüsel olarak içinde bulundukları topluma adapte olurlar.

 

    Doğrusu fikirlerimizi hiçe sayıp çoğunlukla uyumlu olmaya çalışmak mıdır peki, dışlanma korkusuyla bizi biz yapan şeyleri yok saymak? Doğru veya yanlış, bunun kararını vermek size kalmış. Fakat şöyle bir gerçek de var ki tarihteki en önemli kişiler, günümüzün ve geçmişin en başarılı insanları ya da artık ikon haline gelmiş isimler hep toplumdan ayrışıp çok zor olsa bile doğruluğundan emin oldukları fikirlere tutunmuşlar ve karşılaştıkları her bir engelle onları güçlendirmişlerdir. Onlar kendi fikirlerini terk etmeyip en nihayetinde benimsedikleri düşünceleri yeni bir gerçekliğe dönüştürebilmiş insanlardır.

 

     Fikirlerimiz bizim kendi içimizdeki gerçekliktir, gerçeklerse toplumun çoğu tarafından kabul gören fikirler. Her ne kadar hemen hemen herkes kabul görme kaygısıyla kendi fikirleriyle çelişen gerçekleri kabullense dahi düşüncelerimizi güçlendiren aslında bu zorluklardır. Bu zorluklar karşısında yılmayıp imkânsız gözükse bile doğruluğundan emin olduğumuz fikirleri, kalbimizi dinleyerek takip etmeliyiz. Çünkü ne olursa olsun yeteri kadar uğraşır ve bu fikirlerle özdeşleşirsek en nihayetinde bunlar yeni gerçeklere dönüşecektir. 

 

önceki eser / sonraki eser

Bu blogdaki popüler yayınlar

Finalist Eserler